Milletlerarası anlaşmaların ulusal yasalarla çeliştiği durumlarda hangi hüküm geçerlidir?


Milletlerarası Anlaşmaların Ulusal Yasalarla Çeliştiği Durumlarda Hangi Hüküm Geçerlidir?

Milletlerarası anlaşmalar, devletler arasında karşılıklı yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlamak amacıyla imzalanan ve taraf devletlerin uyulması gereken hukuki metinlerdir. Bu anlaşmalar, genellikle devletler tarafından onaylanarak iç hukuk sistemine dahil edilir. Ancak, ulusal yasalarla milletlerarası anlaşmalar arasında zaman zaman çelişkiler ortaya çıkabilir.

Türkiye’nin de taraf olduğu birçok milletlerarası anlaşma bulunmaktadır. Türk hukuk sistemi, bu anlaşmalara ve iç hukuk kurallarına uygun olarak düzenlenmiştir. Ancak, ulusal yasalar ile milletlerarası anlaşmalar arasında çelişki olduğunda hangi hüküm geçerlidir sorusu ortaya çıkar.

Türkiye, Anayasa’sının 90. maddesi uyarınca milletlerarası anlaşmaların iç hukukumuza uygulanmasını kabul etmiştir. Bu maddeye göre, Türkiye taraf olduğu milletlerarası anlaşmalara bağlıdır. Dolayısıyla, bu anlaşmaların hükümleri ulusal yasalardan üstün tutulur.

Ancak, bu durumda bile çelişki ortaya çıktığında ne yapılmalıdır? Türkiye’deki uygulama şu şekildedir: Milletlerarası anlaşmaların Türkiye’nin iç hukukuna girmesi için öncelikle iç hukukta çıkması gereken bir kanun veya kanun hükmünde kararname ile kabul edilmeleri gerekmektedir. Bu şekilde kabul edilen milletlerarası anlaşmalar, iç hukukun bir parçası haline gelir ve doğrudan uygulanır. Bu anlaşmaların hükümleri çelişkili olduğunda ise, milletlerarası anlaşma hükümleri ulusal hukuka üstünlük tanır.

Ulusal yasaların milletlerarası anlaşmalara aykırı hükümler içermesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesini ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi bazı uluslararası belgeleri ihlal eder. Bu durumda, vatandaşlarımız milletlerarası yargılama organlarına başvurarak ulusal hukukun ihmali nedeniyle haklarının ihlal edildiğini savunabilirler.

Ancak, çelişki halinde dikkate alınması gereken bir diğer faktör de Türk anayasa mahkemesi gibi ulusal yargı organlarının vereceği kararlardır. Anayasa mahkemesi çelişki durumunda, anayasanın 90. maddesine göre hareket ederek milletlerarası anlaşmanın öncelikli olduğuna karar verebilir.

Sonuç olarak, milletlerarası anlaşmaların ulusal yasalarla çeliştiği durumlarda milletlerarası anlaşmaların hükümleri ulusal yasaların önüne geçer. Türk hukuk sistemi, taraf olduğu milletlerarası anlaşmaların hükümlerinin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla bu prensibi kabul etmiştir. Ancak, çelişki halinde anayasa mahkemesi gibi ulusal yargı organları da karar verebilir ve bu kararların uygulanmasında önemli bir rol oynar.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir