İş kazaları veya meslek hastalıkları, işçilerin sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atan veya zarar veren durumlar olarak kabul edilir. Türk Hukuk Sistemi, işçilere bu tür durumlarda koruma sağlayan ve işverenlerin sorumluluğunu düzenleyen bir dizi yasal düzenlemeler içermektedir.

İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarının Tanımı ve Sorumluluk

İş kazası, işçinin işyerinde veya işle ilgili bir faaliyet sırasında meydana gelen ani bir olay sonucunda gerçekleşen ve işçinin ölümüne, yaralanmasına veya hastalanmasına sebep olan durumdur. Meslek hastalığı ise, işçinin çalıştığı sektör veya işyerindeki koşullar nedeniyle ortaya çıkan ve işçinin sağlığını olumsuz etkileyen hastalıklardır.

Türkiye’de iş kazaları ve meslek hastalıkları, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (İSG Kanunu) ile düzenlenmektedir. İSG Kanununa göre, işverenler, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve korunması için gerekli tedbirleri almak, işyerini güvenli hale getirmek, çalışanları bilgilendirmek, eğitim düzenlemek ve işçilere uygun iş ekipmanı sağlamakla yükümlüdür.

İSG Kanununa göre, iş kazaları veya meslek hastalıkları, işverenin kusuruna dayanıyorsa, işverenin işçilere ödenmesi gereken tazminatları da düzenlenmektedir. İşverenler, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu işçilere maddi ve manevi tazminatlar ödemekle yükümlüdür. Bu tazminatlar, iş kazasına veya meslek hastalığına bağlı olarak işçinin maruz kaldığı zararları karşılamak içindir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belirlenen bir komisyon, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu tazminat taleplerini inceler ve işverenlerden tazminat talep edilen miktarları belirler. İşverenler, bu tazminatları ödemekle yükümlüdür ve ödemeyi yapmadıkları durumlarda yasal yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler.

İş Kazası veya Meslek Hastalığı Sonucunda İşten Çıkarılma

İş kazası veya meslek hastalığı geçiren bir işçinin işten çıkarılması durumu, Türk Hukuk Sistemi’nde işçi hakları açısından değerlendirilmelidir. İş Kanunu ile bu konu düzenlenmiş olup, iş kazası veya meslek hastalığı geçiren işçinin işten çıkarılma durumu iki ayrı açıdan değerlendirilebilir.

İşçinin iyileşme durumu: İş kazası veya meslek hastalığı sonrası işçinin iş görme kapasitesinin ne zaman geri kazanılacağına ilişkin bir sağlık raporu hazırlanır. Bu rapor, işçinin işe devam edebilecek duruma gelmesi halinde, işverenin işçiyi işe geri almakla yükümlü olduğunu gösterir. İşveren, eğer işçiyi işe geri almazsa, işten çıkarma nedeni geçerlilikten uzak olabilir ve işçinin işe iade talebiyle mahkemeye başvurma hakkı doğar.

İşverenin işçiyi keyfi olarak çıkarma durumu: İşveren, iş kazası veya meslek hastalığı geçiren bir işçiyi keyfi olarak işten çıkarırsa, bu durum işçi lehine değerlendirilmelidir. İşverenin keyfi bir şekilde işçiyi çıkardığı durumlarda iş mahkemeleri işçinin lehine kararlar verebilir ve tazminat ödenmesine hükmedebilir. Ayrıca, İSG Kanunu, işverenin işçiyi işten çıkarmasının bir sonucu olarak hak kayıplarına uğradığını düşünen işçinin, yasal süre içinde İş Mahkemesine başvurarak tazminat talep etme hakkını da tanımaktadır.

Sonuç olarak, Türk Hukuk Sistemi iş kazaları ve meslek hastalıkları durumunda işçilerin korunmasını sağlamakta ve işverenleri sorumluluk altına almaktadır. İşverenin işçiyi işten çıkarma durumunda ise, işçi haklarını koruyan yasal mekanizmalar bulunmaktadır. İşçiler, işverenin kusuruna dayanan iş kazası veya meslek hastalığı sonucu hak kayıplarına uğrarsa yasal haklarını kullanarak tazminat taleplerinde bulunabilirler.