İmar hukukunda zorunlu deprem sigortası nedir?


Zorunlu Deprem Sigortası, Türkiye’de imara ilişkin yasal bir düzenlemeye göre tüm bina ve yapılar için zorunlu tutulan bir sigorta çeşididir. Bu sigorta, deprem riski altında olan yapıların olası deprem zararlarını karşılamayı amaçlar. Türkiye, deprem kuşağında bulunan bir ülke olması sebebiyle, deprem sigortası uygulamasını zorunlu hale getirmiştir.

Zorunlu Deprem Sigortası, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin ardından yaşanan ve büyük hasarlarla sonuçlanan deprem sonrası oluşturulan bir düzenleme ile hayata geçirilmiştir. Bu düzenleme kapsamında İstanbul ve 6 büyük ilde (Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Kocaeli, Antalya) yer alan yapılar, 27 Mayıs 2000 tarihinden itibaren zorunlu deprem sigortasına tabi tutulmuştur. Daha sonra, 2001 yılında İstanbul dışında kalan diğer tüm il ve ilçelerdeki yapılar da zorunlu deprem sigortası kapsamına alınmıştır.

Zorunlu Deprem Sigortası, Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından denetlenen Türkiye Sigorta Birliği (TSB) tarafından yürütülür. Bu sigorta çeşidi, bina ve yapı sahiplerinin belirli bir prim karşılığında yapabileceği bir sigorta işlemidir. Sigortalama işlemi, belirli bir sigorta şirketi aracılığıyla gerçekleştirilir ve sigorta poliçesi düzenlenir.

Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında poliçe düzenlenirken, binaların değeri, büyüklüğü, kullanım amacı gibi özellikler dikkate alınır. Sigorta primi ise, poliçe düzenlenen binanın değerine, büyüklüğüne ve kullanım amacına göre değişkenlik gösterir. Primler, belirli bir oranda belirlenen poliçe değeri üzerinden hesaplanır.

Zorunlu Deprem Sigortası, depreme bağlı olarak meydana gelen hasarları ve yangın, infilak, sel su baskını gibi deprem sonucunda ortaya çıkan diğer saldırı ve doğal felaketlere bağlı hasarları kapsayan bir sigortadır. Ancak, zorunlu deprem sigortası, depremin yol açtığı bütün zararları karşılamaz. Belirli bir azami teminat tutarı vardır ve bu tutar, poliçe düzenlenirken belirlenir. Depremin neden olduğu zararlar, bu azami teminat tutarına kadar karşılanır. Ayrıca, sigorta poliçesinde belirlenen ve teminat dışı kalan riskler de bulunmaktadır. Bunlar genellikle sismik risk, atık su sızıntıları, zemin kayması gibi durumları içerir.

Zorunlu Deprem Sigortası, binanın kendisini ve binadaki taşınır mal varlığını kapsar. Bu sigorta, konutlar, iş yeri binaları, apartmanlar, müstakil evler, tatil köyleri, plazalar, oteller, dükkanlar gibi geniş bir yelpazede bulunan yapıları kapsar. Ancak, bu sigortadan bazı yapılar hariç tutulmuştur. Örneğin, kamu binaları, ibadethaneler, askeri yapıları ve özel kıymetleri koruma altına alan binalar gibi özel durumlar zorunlu deprem sigortası kapsamına alınmamıştır.

Zorunlu Deprem Sigortası, arazi üzerindeki yapılar için geçerlidir. Arazi mülkiyetlerindeki yapılar ise, bu sigorta kapsamında değildir. Aynı şekilde, daire üzerindeki yapılar için tek tek poliçe düzenlenir ve her daire sahibi kendi primini öder.

Zorunlu Deprem Sigortası, hem binayı hem de içindeki taşınır mal varlığını (mobilya, beyaz eşya, elektronik cihazlar vb.) kapsadığı için, deprem sonrasında oluşabilecek maddi zararların karşılanması noktasında büyük bir destek sağlar. Bu sigortaya sahip olan kişiler, deprem sonucu meydana gelen hasarlarını sigorta şirketi aracılığıyla tazmin edebilirler.

Sonuç olarak, Zorunlu Deprem Sigortası, Türkiye’deki deprem riskine karşı bina ve yapı sahiplerini koruyan bir sigorta türüdür. Bu sigorta sayesinde, deprem sonrası oluşabilecek maddi zararlar karşılanır ve vatandaşların mağduriyeti en aza indirilir. Zorunlu Deprem Sigortası, Türkiye’deki imar hukukunun önemli bir unsuru olup, vatandaşların bu konuda bilinçlenmesi ve sigorta işlemlerini zamanında yapmaları büyük önem taşır.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir