Devletler arası ilişkilerde savaşın yasaklanması ilkesi nedir?


Devletler arası ilişkilerde savaşın yasaklanması ilkesi, uluslararası hukukun temel ilkelerinden biridir. Bu ilke, uluslararası toplumun barışı korumaya yönelik bir taahhüdünü ifade eder. Savaşın yasaklanması ilkesi, ülkeler arasındaki anlaşmazlıkların düşmanlıklar yerine barışçıl yollarla çözülmesini teşvik eder.

Bu ilkenin kökleri, savaşın insani ve ahlaki boyutlarına dayanır. İnsanlık tarihi boyunca, savaşlar birçok can kaybına ve acıya neden olmuştur. Bu nedenle, uluslararası toplum savaşın zararlarını azaltmak ve barışı sağlamak için çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Bu girişimler, savaşın yasaklanması ilkesinin uluslararası hukukun bir parçası haline gelmesine yol açmıştır.

Savaşın yasaklanması ilkesi, kaynaklarını çeşitli uluslararası anlaşmalardan ve teamüllerden alan bir dayanaktır. Öncelikle, Birleşmiş Milletler’in (BM) kuruluş sözleşmesi olan Birleşmiş Milletler Antlaşması, üyelerinin savaşa başvurmayı yasaklar ve barışçıl çözüm yollarını teşvik eder. BM Antlaşması’nın 2. maddesi, üye devletlere saldırganlık yapmama ilkesini yükümlülük olarak koyar. Bu ilke, savaşın yasaklanması ilkesinin en önemli kaynaklarından biridir.

Savaşın yasaklanması ilkesi ayrıca, uluslararası teamüllerle de desteklenir. Savaşın yasaklanması teamülü, uluslararası hukukun bir parçasıdır ve uluslararası toplum tarafından kabul edilmiştir. Bu teamül, geçmişteki devlet uygulamaları ve uluslararası mahkeme kararları tarafından da doğrulanmıştır.

Savaşın yasaklanması ilkesine göre, uluslararası toplumda savaşa başvurma yetkisi sınırlıdır. Sadece kendini savunma hakkı ve BM Güvenlik Konseyi kararları gibi bazı istisnalar dahilinde savaşa başvurulabilir. Diğer tüm durumlarda, savaşın yasaklanması ilkesine uyulması gerekmektedir.

Savaşın yasaklanması ilkesi, uluslararası ilişkilerin barışçıl bir şekilde çözülmesini teşvik eder. Bu ilke, devletlerin anlaşmazlıklarını diplomasi ve müzakere yoluyla çözmelerini öngörür. Uluslararası hukuk, bu süreçte arabuluculuk, müzakere ve barışçıl çözüm yollarını teşvik etmek için bir dizi araç sunar.

Savaşın yasaklanması ilkesi, insan hakları ve uluslararası insancıl hukuk gibi diğer ilkelere de dayanır. Savaş sırasında sivillerin korunması, savaş esirlerine insanca davranılması ve savaşla ilgisi olmayan mülkiyetin korunması gibi prensipler, bu ilkenin uygulanmasında önem taşır.

Türkiye, savaşın yasaklanması ilkesine olan taahhüdünü uluslararası hukuk sistemine uygun olarak yerine getiren bir ülkedir. Türkiye, barışı koruma ve uluslararası güvenliği sağlama amacıyla Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmaktadır. Ayrıca Türk Ceza Kanunu, savaş suçlarını suç sayan hükümler içerir ve savaş suçlarına karışanlar hakkında yargılamalar yapılır.

Sonuç olarak, savaşın yasaklanması ilkesi, barışçıl bir dünya düzeni ve uluslararası hukukun temel ilkelerinden biridir. Uluslararası toplumun savaş zararlarını azaltmak ve barışı sağlamak için gösterdiği çabalar, bu ilkenin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamıştır. Türkiye de savaşın yasaklanması ilkesine bağlılığını göstermektedir ve uluslararası barışı desteklemek için aktif bir rol oynamaktadır.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir