Devletler arası ilişkilerde kara sularının kullanımı nasıl düzenlenir?


Kara sularının kullanımı, devletler arası ilişkilerde önemli bir konudur. Kara suları, bir ülkenin sınırları içinde bulunan ancak uluslararası sularda yer alan deniz bölgeleridir. Bu bölgeler, bir ülkenin egemenlik hakları altında olup, denizdeki faaliyetler üzerinde kontrol ve düzenlemeler yapılmasını sağlayan hukuki mevzuatlara tabidir.

Türkiye Cumhuriyeti, sahip olduğu uzun kıyı şeridi nedeniyle kara sularının kullanımını önemseyen bir ülkedir. Türkiye’nin 3 yanı denizlerle çevrili olup, Karadeniz, Ege Denizi ve Akdeniz’de büyük bir kıta sahanlığına ve münhasır ekonomik bölgeye sahiptir. Bu nedenle, Türkiye’nin kara sulardaki hak ve yetkileri çeşitli hukuki düzenlemelerle koruma altına alınmıştır.

Türk Hukukunda Kara Sularının Temel Kavramları

Türkiye, kara sularının kullanımı konusunda 1955 tarihli Kara Suları Kanunu’na ve deniz yetki alanlarına ilişkin uluslararası anlaşmalara dayanan bir hukuki yapıya sahiptir. Kara Suları Kanunu, kara sularının kullanımıyla ilgili temel kavramları ve düzenlemeleri belirlemiştir. Bu kavramlar şunlardır:

1. Kara Suları: Bir ülkenin sınırları içinde yer alan, denizlerdeki belli bir bölgeleri ifade eder. Türk Hukukuna göre, kara suları üç ana bölgeden oluşur: İç sulardan başlayarak, 6 milden (deniz mili) başlayan ve 12 mile kadar uzanan kıyı suları ile birlikte, 12 mil sonunda başlayan ve 24 mile kadar uzanan yakın sularz ve son olarak 24 milden itibaren başlayan uluslararası sulardır.

2. Kıyı Suları: Kara sularının en iç kısmı olan bölgedir ve bir ülkenin egemenlik haklarının tam olarak geçerli olduğu alandır. Türkiye’de kıyı suları, kara suları kanununa göre 6 milden başlayarak 12 mile kadar uzanır.

3. Yakın Sular: Kıyı sularından başlayarak 12 mile kadar uzanan bölgedir. Yakın sular, Türkiye için egemenlik haklarının geçerli olduğu ancak daha sınırlı bir şekilde kullanıldığı alandır. Egemenlik hakları, deniz trafiği kontrolü, geçiş hakkı ve doğal kaynakların kullanımı gibi konuları kapsar.

4. Uluslararası Sular: Türkiye’nin 12 milden sonra başlayan ve uluslararası deniz alanları olarak kabul edilen bölgedir. Uluslararası sular, Türkiye’nin egemenlik haklarının geçerli olmadığı, serbestçe kullanılabilecek alanlardır. Ancak, Türkiye bu sulara sahip olmasa da, uluslararası hukuka uygun olarak, bu suların kullanımını takip etmekle yükümlüdür.

Kara Sularının Kullanımı ve Düzenlenmesi

Kara sularının kullanımı ve düzenlenmesi, Türk Hukuku açısından Kara Suları Kanunu’nda belirtilen hükümlerle gerçekleştirilir. Bu kanun, Türk kara sularının kullanımı, deniz trafiği, balıkçılık, doğal kaynakların korunması ve ekonomik kullanımı gibi konularda düzenlemeler sağlar. Hukuki olarak kara sularının egemenliği, Türkiye Cumhuriyeti’ne aittir ve bu egemenlik haklarına saygı gösterilmesi beklenir.

Kara sularının kullanımıyla ilgili düzenlemeler şunları içerir:

1. Deniz Trafiği Kontrolü: Türkiye, kara sularında deniz trafiğini kontrol etmekle yükümlüdür. Kara Suları Kanunu ve Türk Deniz Trafik Tüzüğü, kara sularında seyir emniyeti ve gemi trafiğinin düzenlenmesine ilişkin kuralları belirlemiştir. Bu düzenlemeler, gemi geçişlerini ve iletişim kurallarını içerir.

2. Balıkçılık: Kara sularının kullanımıyla ilgili önemli bir konu da balıkçılıktır. Türkiye’nin sahip olduğu geniş kıyı şeridi ve deniz kaynakları, balıkçılığın ana faaliyetlerinden biridir. Balıkçılık faaliyetleri, Türk Balıkçılık Kanunu ve Deniz Balıkçılığı Genelgesi gibi mevzuatlarla düzenlenir.

3. Doğal Kaynakların Kullanımı: Kara suları, doğal kaynaklarının kullanımı açısından da önemlidir. Denizler, petrol, doğal gaz, mineraller ve diğer denizel kaynaklar açısından zengin potansiyele sahiptir. Türkiye, kara sularındaki doğal kaynaklarını keşfetmek, aramak ve kullanmak için çeşitli lisanslar ve düzenlemeler uygular.

4. Ekonomik Kullanım: Türkiye, kara sularını ekonomik amaçlarla kullanma yetkisine sahiptir. Kara Suları Kanunu ve diğer ilgili mevzuatlar, kara sularının turizm, deniz ulaşımı, deniz ticareti ve diğer ekonomik faaliyetler için kullanımını düzenler. Bu alanlardaki faaliyetler, lisanslar ve izinlerle kontrol altına alınır.

Uluslararası Hukuki Çerçeve

Türkiye’nin kara sularının kullanımı aynı zamanda uluslararası hukuki çerçeve ile de düzenlenmektedir. Türkiye, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf olmuş ve sözleşmenin hükümlerine uygun olarak kara sularını kullanmaktadır. Bu sözleşme, kara sularının genel ilkelerini, münhasır ekonomik bölgenin sınırlarını, gemi geçişlerini ve diğer deniz hukuku konularını düzenler.

Sonuç olarak, Türkiye’nin kara sularının kullanımı, Kara Suları Kanunu ve uluslararası hukuki düzenlemelere tabidir. Türk Hukuku, kara sularının egemenlik haklarıyla birlikte, deniz trafiği, balıkçılık, doğal kaynakların kullanımı ve ekonomik amaçlarla kullanım gibi konuları düzenlediği için bu alanda faaliyet gösteren kişilere hukuki güvence sağlar. Türkiye, bu düzenlemelere uygun olarak kara sularını korur ve kullanırken, uluslararası hukuk kurallarına da uyum sağlamaktadır.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir