Aile içi şiddet, bir kişinin ailesi içinde başka bir üyenin, genellikle eş ya da çocuklarının fiziksel, duygusal veya cinsel olarak kötü muamele görmesi durumudur. Türk Hukuku’na göre, aile içi şiddet suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) İkinci Kitap, Yedinci Kısım, Üçüncü Bölümünde düzenlenmiştir.
Aile içi şiddetle mücadele amacıyla kabul edilen Türk Ceza Kanunu maddesi (TCK m. 6284), 22 Eylül 2012 tarihinde kabul edilmiş ve yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, hem fiziksel hem de psikolojik şiddeti içeren aile içi şiddeti önlemeye ve mağdurlara koruma sağlamaya yönelik tedbirler içermektedir.
Aile içi şiddet suçuyla ilgili kanıtlar, genellikle mağdurların beyanları, tanık beyanları, fiziksel deliller ve doktor raporları gibi çeşitli şekillerde toplanır. İşte aile içi şiddet suçunu kanıtlamak için kullanılan bazı yöntemler:
1. Mağdurun beyanları: Mağdurun şiddete maruz kaldığını belirten açık ve net beyanları, önemli bir kanıt olarak kabul edilir. Bu beyanlar, adli makamlar tarafından dikkate alınır ve suçun işlendiği iddiasını destekleyen delil oluşturur.
2. Tanık beyanları: Aile içi şiddetin şahitleri, genellikle aile bireyleri, komşular veya diğer aile fertleri olabilir. Bu tanıkların ifadeleri, suçun gerçekleştiği ve mağdurların şiddete maruz kaldığı yönünde kanıt olarak kullanılabilir.
3. Fiziksel deliller: Şiddet mağdurlarının vücutlarında oluşan yaralar, morluklar veya diğer fiziksel izler, aile içi şiddetin kanıtlanması için önemli delillerdir. Bu deliller, adli tıp birimleri tarafından incelenir ve sonuçları mahkemeye sunulur.
4. Doktor raporları: Şiddet mağdurları, sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi görebilirler. Bu durumda, doktor raporları, mağdurların yaşadığı şiddeti ve sonuçlarını belgelemek için kullanılır. Raporlar, mahkemede kanıt olarak sunulabilir.
5. Ses veya görüntü kayıtları: Şiddet mağdurları, şiddet anlarına ait ses veya görüntü kayıtları yapabilirler. Bu kayıtlar, suçun işlendiği iddiasını destekleyen önemli delillerdir. Ancak, kayıtların yasal olarak elde edilmiş olması gereklidir.
Aile içi şiddet suçunun kanıtlanması, diğer suçlarla aynı şekilde yargılama süreci tarafından değerlendirilir. Mahkeme, yukarıda bahsedilen delillerin ortaya koyduğu kanıtları dikkate alarak suçluyu veya suçluları değerlendirir ve adaletin yerine getirilmesini sağlar.
Sonuç olarak, aile içi şiddet suçu kanıtlarla desteklenmelidir. Mağdurların beyanları, tanık ifadeleri, fiziksel deliller, doktor raporları ve ses veya görüntü kayıtları gibi kanıtların toplanması, suçun ortaya çıkarılmasında önemli bir rol oynar. Türk Ceza Kanunu m. 6284 bu konuda ailelere koruma sağlamak için yasal bir zemin oluşturmuştur.