Aile hukuku davalarında çocuk velayeti nasıl belirlenir?


Aile hukuku davaları, çiftlerin boşanma, velayet, nafaka gibi ailevi konuları düzenlemek için başvurdukları davaları kapsar. Çocuk velayeti de bu davalardan birisidir ve çocuğun anne veya babası tarafından sahip olma, bakma ve eğitimden sorumlu olma hakkını ifade eder. Çocuğun yararını gözeterek, adaletin gerçekleşmesini ve çocuğun sağlıklı bir şekilde gelişimini sağlamayı amaçlar. Peki, çocuk velayeti nasıl belirlenir? Bu konuda Türk Hukuk Sistemi’ne göre geçerli olan kurallara göz atalım.

Çocuk velayeti, Türk Medeni Kanunu (TMK) ve Aile Mahkemelerinin görev ve yetkilerini düzenleyen ilgili mevzuatlara göre belirlenir. Velayet, anne ve baba arasında paylaşılırken, çocuğun yararı ön planda tutulur ve çocuğun en iyi çıkarları gözetilir. Bu doğrultuda, çocuğun fiziksel, psikolojik ve sosyal ihtiyaçları göz önünde bulundurulur. Mahkeme, çocuğun sağlıklı bir gelişim süreci yaşaması ve ihtiyaçlarının karşılanması için uygun olan çözümü bulmaya çalışır.

Velayetin belirlenmesinde, boşanma davasının taraflarının sağlık durumları, meslek ve iş durumları, meskûn mahal (ikametgah) durumları, eğitim ve sosyal durumları, çocukla olan ilişkileri gibi birçok faktör dikkate alınır. Mahkeme, her iki tarafın da çocuğun eğitimini, sağlığını ve refahını sağlamak için ne kadar uygun olduğunu değerlendirir. Ayrıca, çocuğun yaşına, cinsiyetine ve gelişim düzeyine de dikkat eder.

Çocuğun velayeti, eğer anne ve baba arasında anlaşmazlık varsa, mahkeme tarafından belirlenir. Mahkeme, velayetin belirlenmesi aşamasında genellikle birden fazla faktörü göz önünde bulundurur. Bu faktörler şunları içerir:

1. Çocuğun yaşına, eğitim düzeyine ve gelişimine uygun olarak kendisine en iyi imkanları sunabilecek olan ebeveynin belirlenmesi,
2. Çocuğun anne veya babayla olan duygusal, sosyal ve psikolojik bağının kuvveti,
3. Çocuğun velayeti alan anne veya babanın çocuğun bakım, eğitim ve gelişim sürecine verdiği değer,
4. Ebeveynlerin çalışma ve yaşam şartlarının çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için uygun olup olmadığı,
5. Ebeveynler arasındaki iletişim ve iş birliği yetenekleri,
6. Şiddet, istismar veya ihmal gibi çocuğun sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atabilecek durumların varlığı.

Mahkeme, bu faktörler göz önünde bulundurularak en iyi çıkarlarına uygun olarak çocuğun velayetini bir ebeveyne verir veya velayeti anne ve babanın ortaklaşa kullanmasına karar verebilir. Ortak velayet durumunda, ebeveynler çocuğun büyüme, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarını birlikte kararlaştırır ve çocuğun her iki ebeveynle de düzenli olarak temas etmesini sağlarlar.

Çocuk velayeti belirlendikten sonra, velayeti alan ebeveynin hakları ve sorumlulukları, diğer ebeveynin çocukla görüşme hakkı ve temas düzenlemesi gibi hususlar da düzenlenir. Örneğin, çocuğun ikametgahı, okula kaydı, sağlık işlemleri gibi konularda velayeti alan ebeveyn yetkilidir.

Ancak zaman içerisinde değişen koşullar nedeniyle çocuk velayeti yeniden değerlendirilebilir. Eğer velayetin belirlendiği koşullarda değişiklik olmuşsa ve çocuğun yararı gerektiriyorsa, mahkeme çocuk velayetini tekrar gözden geçirebilir ve velayeti değiştirebilir.

Sonuç olarak, çocuk velayeti belirlenirken çocuğun yararının gözetilmesi esastır. Mahkeme, çocuğun en iyi çıkarlarını koruyacak, sağlıklı bir büyüme ve gelişim süreci yaşamasını sağlayacak olan en uygun velayeti belirlemek için tarafların beyanlarını ve ilgili faktörleri değerlendirir. Bu şekilde, çocuğun ebeveynleriyle sürekli ve dengeli bir ilişkisi korunurken, çocuğun ihtiyaçları da karşılanmış olur.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir