Aile hukuku davalarında arabuluculuk nasıl desteklenir?


Aile hukuku davaları, evlilik, boşanma, mal paylaşımı, velayet, nafaka gibi aile ilişkileriyle ilgili konulara ilişkin çeşitli uyuşmazlıkları içermektedir. Bu davalarda arabuluculuk, taraflar arasında anlaşmazlıkların çözülmesi yolunda bir alternatif olarak kullanılmaktadır. Arabuluculuk, dava sürecinden önce veya dava sırasında taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesine yardımcı olmak için tarafsız bir üçüncü kişinin (arabulucunun) müdahil olduğu bir yöntemdir.

Türk Hukuk Sistemi’nde arabuluculuk, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamında düzenlenmiştir. Bu kanuna göre aile hukuku davalarında da arabuluculuk yöntemi uygulanabilmektedir. Bu yöntemi tercih eden taraflar, dava sürecini daha hızlı, daha ekonomik ve daha kaliteli bir şekilde tamamlama imkanı elde edebilmektedir.

Aile hukuku davalarında arabuluculuğun desteklenmesi için birçok önlem alınmıştır. İlk olarak, dava sırasında bilirkişi incelemesi yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. Bilirkişi incelemesi, tarafların anlaşmazlıklarını çözmek için önemli bir kanıt sunma fırsatı sağlamaktadır. Diğer bir önlem ise anlaşmazlık konusunun arabuluculuğa uygun olup olmadığının tespit edilmesidir. Bu tespit, davaya ilişkin belge ve bilgilerin incelenmesiyle yapılır ve arabuluculuğun uygun olmadığı durumlarda dava sürecine devam edilir.

Ayrıca, arabulucuya başvurulduğunda dava sürecindeki zamanaşımı süreleri durmaktadır. Bu durum da taraflara arabuluculuk yöntemini kullanma fırsatı sunmaktadır. Arabuluculuk sürecinde, tarafların uzlaşmaya varması halinde anlaşmaları bir protokol ile düzenlenir ve mahkeme tarafından hüküm haline getirilir. Böylece taraflar arasında yürürlükte olan bir anlaşma bulunur ve bundan sonra anlaşmazlık konusuyla ilgili başka bir kavga çıkması engellenmiş olur.

Arabuluculuk sürecinde, aile hukuku profesyonelleri tarafından yönlendirilen arabulucular görev yapmaktadır. Arabulucuların bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesine uygun davranması önemlidir. Taraflar, kendi avukatlarıyla birlikte arabuluculuk sürecine katılabilir ve kendi haklarını en iyi şekilde savunma imkanına sahiptir. Arabuluculuk, taraflara anlaşmazlıklarını daha sakin ve müzakereci bir ortamda çözme fırsatı sunarak, dava sürecinin gerektirdiği karmaşıklıklar ve stresi azaltmaktadır.

Arabuluculuğun desteklenmesi için yapılan bir diğer önemli düzenleme ise arabuluculuk sürecindeki gizlilik ilkesidir. Tarafların arabuluculuk sürecindeki görüşmeleri, konuşmaları ve sunulan belgeler gizli tutulur. Bu da taraflar arasındaki iletişimi serbestleştirir ve daha açık ve samimi bir şekilde uzlaşma imkanı sunar. Arabuluculuk sürecinde bulunan belgeler, mahkemede delil olarak kullanılamaz ve arabuluculuk süreci sırasında tarafların beyan ettiği bilgiler de başka bir dava sürecinde delil olarak kullanılamaz.

Sonuç olarak, aile hukuku davalarında arabuluculuk, tarafların anlaşmazlıklarını çözmeleri için etkili bir yöntemdir. Bu yöntemi tercih eden taraflar, dava sürecinde zaman, para ve enerji tasarrufu sağlayabilirler. Türk Hukuk Sistemi’nde arabuluculuk süreci, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile düzenlenmiştir ve tarafların haklarını korumaya yönelik önlemler alınmıştır. Arabuluculuğun desteklenmesi için bilirkişi incelemesi, anlaşmazlık konusunun tespiti, zaman aşımının durması gibi düzenlemeler yapılmıştır. Arabuluculuk sürecindeki gizlilik ilkesi, tarafların daha rahat ve samimi bir şekilde uzlaşma sağlamasını desteklemektedir.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir